Muhtar bile olamaz!
Başbakan oldu.
————-
Seçildin ama benim Başbakan’ım değilsin!
Keyfin bilir…
————-
Ordu göreve!
Sen benim memurumsun, bana muhtıra veremezsin.
————-
Seni Cumhurbaşkanı yaptırmayacağız!
Cumhurbaşkanı oldu.
————-
Bir gece yurt dışına kaçacak!
Kaçan kaçtı, kalan kaldı.
————-
Bu son seçim, bundan sonra şeriat gelecek!
20 yılda 15 genel seçim, referandum ve yerel seçim yapıldı.
————-
Yargılayacağız! Asacaaz, keseceez!
Eeeh, yeter be adam, iki tane de yapıcı eleştiri çıksın ağzınızdan!
————-
Tam muhalefet nefret söyleminin ve ayrımcılığın zirvesine ulaşmıştı ki, aralarından bir “adam” çıktı ve bütün muhalefetin Saray dediği, gidene cüzzamlı muamelesi yaptığı Külliye’ye gitti. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştü. Üstelik bu adam ana muhalefet partisinin başkanıydı.
Görüşmeden sonra “Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede, yaptığımız dış temaslar hakkında bilgi verdim. Filistin için sol ve sosyalist partilere yazdığım mektuplar, SPD konuşmam, Türkçeleri Sayın Cumhurbaşkanı’na verdiğim dosyalarda var. Benim yurt dışına gitmeden önce Dışişleri’nden brifing almam lazım. O ülkeyle ilgili iş birliğimiz ne noktada, sorunlar neler? Benden ne beklersiniz? Üzerinde mutabık olmadığım konu varsa o zaman söylerim. Müştereklerde birleşiyor olmamız lazım. Kıbrıs meselesinde son geldiğimiz noktayı bilemeyiz. Bana Bakan, yardımcılarımıza bakan yardımcıları bunu yapması lazım. Dönüşte de bizim bilgi vermemiz lazım. ”
————-
İşte gerçek bir siyaset insanı, gerçek bir devlet adamı tavrı.
20 sene görmedik muhalefette böyle bir insan evladı. Varsa yoksa küfür kıyamet…
Yazılarımı takip eden bilir.
“Neden bizim muhalefetin bir gölge kabinesi yok?” diye defalarca sormuşumdur.
Gölge kabine, ana muhalefetin müstakbel kabinesidir, mevcut kabineyi gölge gibi takip eder, yaptıklarından haberdar olur, iktidara geldiğinde de direksiyona geçer ve işler kaldığı yerden yürür. Araba durmaz, trafikçi deyimi ile “bekleme yapmaz”
Bizde her hükümet değiştiğinde yeni iktidar Amerika’yı bir kez daha keşfeder, çünkü hem mevcut kabineye sövüp saymaktan yapılan icraatları izlememiştir hem de iktidar onları adam yerine koyup bilgilendirmemiş, şeffaf davranmamıştır.
Sadece bu kopukluğun ortadan kalkması bile Türk siyaseti için önemli bir gelişmedir.
Ne oldu? Laiklik mi elden gitti, şeriat mı geldi 20 yılda?
Ülke karşılıklı atışmaya doydu.
Bu ülkede “şeriat” da buraya kadar, “laiklik” de…
Bundan sonra halkı itecek kakacak bir alan yok.
Bu kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı söylem bitmek zorunda, çünkü artık iki tarafa da oy kazandırmıyor.
Başlıkta CHP için büyük adım diyorum. Aslında CHP için de küçük bir adım ama CHP o adımı 100 yıldır atamadığı için büyük.
Peki bir aklı başında adam çıktı diye CHP bu büyük adımı gerçekten atabilecek mi?
Sayın Özel’in o adımları sürdürmesine izin verilecek mi?
Kavgadan beslenen vampirler ne olacak?
Tüm iyi niyetine rağmen onu tekrar uçlara itmeye kalkanlar çıkmayacak mı?
Aynı şey Sayın Cumhurbaşkanı için de söylenebilir mi?
Gerçi onun böyle marjinalliklere pabuç bırakmayacağını yıllardır görüyoruz.
Ama yine de huysuzluk edenler çıkacaktır.
Çıkarmaya başladılar bile. Ama bugün o konulara girip keyfimi bozmak istemiyorum.
Bırakın biraz bu umutla yaşayayım…
X hesabı: @kalemciler
GÜNDEM
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024