İsrail ordusunun 7 Nisan’da Han Yunus kentinden çekilmesiyle birlikte savaşın acımasız yüzü bir kez daha gözler önüne serildi.
4 aydır süren kara saldırılarının ardından geriye büyük bir enkaz kaldı.
Yol kenarından cesetleri topladılar
Çekilmeyle birlikte, kentte toplu mezarlar bulunmaya, evlerin enkazından ve yol kenarlarından cesetler toplanmaya başlandı.
Yakınlarını bulmak ve teşhis etmek isteyen Filistinliler, toplu mezarlarda gördükleri korkunç manzaraları anlattı.
Oğlu Nebil Muhammed Zedan’ı 22 Ocak’taki İsrail saldırısında kaybettiğini belirten Filistinli bir anne, oğlunun cesedini bulmak için orada bulunduğunu söyledi.
“Sokakta gördüğüm şehitlerin örtüsünü açıp oğlum mu diye baktım”
Oğlunun, üniversitede hukuk bölümünde 4’üncü sınıf öğrencisi, eğitimli ve kültürlü birisi olduğunu dile getiren Filistinli anne, “3 aydır oğlumu arıyorum. Bu sürede gözüme uyku girmedi, dökmediğim gözyaşı kalmadı. Kızılhaç’a, sivil savunmaya, Sağlık Bakanlığına hemen her yere başvurdum. Sokakta gördüğüm şehitlerin bile örtüsünü açıp oğlum mu diye baktım.” dedi.
“Benim yanan kalbimi de görün”
İran, İHA’larla İsrail’i vurduğunda Arap ülkelerinin İsrail’in güvenliğinden endişe ettiğini söyleyen Filistinli anne, “Peki ya bizim çocuklarımız. Onlar için neden endişe etmiyorsunuz? Ben bir anneyim, benim yanan kalbimi de görün, duyun.” diye feryat etti.
Bölgedeki çalışmalara eşlik eden bir diğer Filistinli Abdullah Ebu Mustafa ise kızı, kuzeni, kuzeninin eşi ve kızını 22 Ocak’ta defnettiklerini söyledi.
Ramazan Bayramı’nda insanların, naaşları geçici mezarlardan çıkarıp onlara yaraşır bir mezarlığa defnetmek üzere aralarında leştiğini kaydeden Ebu Mustafa, şunları kaydetti:
“Filistin halkını provoke etmek için cesetlerin üzerine gülücük çizmişler”
“Geldiğimizde gördük ki, İsrail, bizim defnettiğimiz yaklaşık 1000 şehidin hepsini kabirlerinden çıkarmış. Üzerlerindeki kıyafetleri değiştirmişler. Şehitlerin elbiselerinin üzerinde İsrail yıldızı gördük. Filistin halkını provoke etmek için o derece ileri gitmişler ki, şehitlerimizin bedenleri üzerine gülücükler çizmişler.”
Cesetlerin yüzde 70’inin kimliği tespit edilemedi
Bölgede 3-4 toplu mezar bulduklarını ve her birinde 30-40 ceset olduğunu aktaran Ebu Mustafa, halkın, ölen yakınlarını elbiselerinden teşhis etmeye çalıştığını ancak elbiselerin çıkarılmış olmasından ötürü cesetlerin yüzde 70’inin kimliğinin teşhis edilemediğini vurguladı.
Ebu Mustafa, cesetlerin bazılarını başı aşağıda ayakları yukarda olacak şekilde ve 4-5 ceset üst üste konulmuş vaziyette bulduklarını anlattı.
700 kişinin kayıp olduğu belirlendi
Sevabite, İsrail askerlerinin, Nasır Hastanesi’nden çekilmesinden bu yana 700 kişinin kayıp olduğunu ve İsrail’in infaz edip toplu mezarlara gömdüğü yüzlerce şehit olduğunu düşündüklerini dile getirdi.
“Çürümüş, derisi ya da başı olmayan, yarım cesetler bulduk”
Nasır Hastanesi’nde yaşananların kentindeki Şifa Hastanesi’nde ve öncesinde de Kemal Advan Hastanesi’nde yaşandığına dikkati çeken Sevabite, “İsrail askerleri, yüzlerce şehidin naaşını yerinden çıkararak hastane kompleksi içinde toplu mezarlara gömmüş. Ancak hükümete bağlı ekipler, işlenen bu suçu ortaya çıkarmak ve cesetlerin kimliğini tespit etmek için canla başla çalışıyor.” ifadelerini kullandı.
Sevabite, sözlerine şu şöyle devam etti:
“Çok sayıda tamamen çürümüş, derisi ya da başı olmayan, yarım cesetler bulduk. Bu, İsrail’in, sivillere, çocuklara ve yerinden edilenlere karşı işlediği bir katliam, intikam suçu ve vahşi bir savaştır.”
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)
GÜNDEM
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024